Uluslararası Karayolu Taşımacılığında
Eşyaların Hasarı, Ziyaı ve Gecikmesinden Doğan Sorumluluk
Eşyada Oluşan Hasar, Ziya ve Eşyanın Tesliminin Gecikme Halleri
Av. Ebru Bakım
Güncel Hukuk Dergisi Mayıs 2018
Karayolu Taşıma Hukuku: Ulusal Taşıma Hukuku (TTK Md.875 vd) ve Uluslararası Taşıma Hukuku (CMR Konvansiyonu Md.17) olmak üzere ikiye ayrılır.
TTK Md.875/1: “Taşıyıcı, eşyanın taşınmak üzere teslim alınmasından teslim edilmesine kadar geçecek süre içinde, eşyanın zıyaından, hasarından veya teslimindeki gecikmeden doğan zararlardan sorumludur.”
CMR Md.17/1: “Taşımacı, yükü teslim aldığı andan, teslim edinceye kadar, bunların kısmen veya tamamen kaybından ve doğacak hasardan sorumludur.”
TTK ve CMR’de taşımaya ilişkin paralel düzenlemeler yer alsa da ikisinde de ziyaın net bir tanımı yapılmamıştır. Ancak, TTK Md. 875’in gerekçesinde “Ziya; eşyanın yitmiş, yok olmuş olması halini ifade eder. Hasar ise eşyanın varlığını korumakla beraber zarara uğramasıdır.” denilerek genel bir tanım yapılmıştır. Buna göre taşıma sözleşmesine konu olan eşyanın fiili ya da maddi imkânsızlık nedeniyle gönderilememesinin sonuç bakımından bir önemi yoktur. Her iki durumda da eşyanın gönderilmemesi ziya halini oluşturmaktadır. T.C Yargıtay, malın kayıp nedeni ile zayi olması sebebi ile sigortacının, taşıyıcıya rücu etmesini uygun bulmuştur.1*
CMR Konvansiyonu’nda da Türk Hukukunda da kısmi ve tam ziya ayrımı yapılmaktadır. Eşyanın gönderilene hiç teslim edilmemesi ya da değerinin büyük ölçüde eksilmiş olması hali tam ziya, değerinin azalarak teslimi hali ise kısmi ziyadır.2* Bu bakımdan ayrı ayrı parçaların aynı amaçla bir ürünü oluşturmak için bir araya geldiği durumda, parçalardan bir ya da birkaçında oluşan ziya da tam ziya kabul edilmektedir. Örneğin puzzle, satranç takımı vb… ürünlerin parçalarında meydana gelen ziya ürünün değerini tümüyle düşüreceği için öğretide tam ziya kabul edilmektedir.
Kısmi ziya halinde, eşyanın zayi olmayan kısmının değerini koruması gerekmektedir. Aksi takdirde tam ziyanın varlığından söz edilir. Bununla birlikte hem TTK’de hem CMR’de ziya karinesi yer almaktadır.3* CMR Konvansiyonu Md.20/1’e göre:
“Kararlaştırılan zaman limitinin sonra ermesini izleyen 30 gün içinde veya kararlaştırılan zaman limiti yoksa, taşımacının yükü almasından sonra 60 gün içinde yükün teslim edilmemiş olması, bunların kaybolduğuna kesin kanıt oluşturup ve bunun üzerine hak sahibi yükü kaybolmuş varsayacaktır.”
CMR Md. 20/1’de aranan temel koşul “Eşyanın hiç teslim edilmemiş” olmasıdır. Zira, eşyanın kararlaştırılan sürelerin geçmesinden sonra eksiksiz teslimi kaybolma halini değil gecikme halini doğurur.
Zayi olan eşyadan dolayı hak sahibine CMR Md.23 gereğince tazminat ödenmektedir. CMR Md.20/2 ve 20/3’e göre tazminatın ödenmesinden sonra zayi olan eşya bulunursa, hak sahibi; Tazminatın ödenmesini takip eden yıl içinde kendisine yazılı olarak haber verilmesini, bilgi verilmesini takiben 30 gün içinde, sevk mektubunda gösterilen ücretleri ödemesi ve ayrıca tazminatı geri ödemesi karşılığında malın kendisine teslimini isteyebilir. Bu hallerde gecikmeden doğan tazminat talepleri saklıdır.
Uluslararası taşımacılıkta hasar; eşyanın değerinde oluşan her türlü azalma, maddi anlamdaki kötüleşmedir. Burada dikkat edilmesi gereken husus kötüleşmenin kalıcı-geçici olup olmadığıdır. Eğer kötüleşme kalıcı ise hasarın varlığından söz edilir. Ancak kötüleşmenin geçici olması eşyanın değerini azaltmadıkça hasar kapsamına girmez.
Eşyanın zayi olması ve hasarına ilişkin bir diğer husus CMR Md.11’de yer almaktadır. CMR Md.11/3’te “Sevk mektubunda belirtilen, bu mektuba ekli veya kendilerine verilen belgelerin kaybından veya hatalı kullanılmasından doğacak sonuçlardan taşımacı, komisyoncu gibi aynı derecede sorumludur. Ancak, taşımacının ödeyeceği tazminat yükün kaybolması halinde ödenecek tazminatı geçemez.” hükmolunmuştur. Buna göre eşya zayi olmasa dahi taşıyıcıya teslim edilen belgelerin kaybından dolayı tazmin yükümlülüğü getirilmiştir.
Taşıma sözleşmesi sevk mektubunun yani taşıma senedinin düzenlenmesiyle gerçekleştirilir. CMR kapsamında sevk mektubu ispat aracıdır. Taşıyıcı çekince koymadığı durumda yükü sağlam ve iyi olarak teslim almış kabul edilir. Teslimdeki malda eksiklik meydana geldiğinde, taşıyıcı tarafından bir çekince yoksa taşıyıcı sorumlu olur.4*
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi aşağıdaki kararında yerel mahkemenin taşımanın uluslararası kara yolu taşıması olması nedeniyle CMR hükümlerinin uygulanması gerektiği, taşımanın özel nitelikte parsiyel taşıma olduğu, bu tür taşımada taşıyıcının yükleme esnasında ve sonrasında en yüksek özeni gösteren bir taşıyıcı gibi hareket etmesi gerektiğinden bahisle kusur oranına giderek davanın kısmen kabulüne karar vermiştir.5*
Taşıma hukukunda bir diğer sorumluluk hali sözleşmeye konu eşyanın tesliminde gecikme halidir. CMR Md 19’a göre “Yük kararlaştırılan zaman limiti içinde teslim edilmemiş ise veya kararlaştırılmış zaman limiti olmadığı hallerde, taşımanın normal süresi ve özellikle parçalı yüklerde tüm yükü bir araya getirmek için gerekli zaman, gayretli bir taşımacıya gerekli zamanı geçiyor ise teslimde gecikme var demektir.” Buna göre gecikmenin varlığı için; Sözleşmede kararlaştırılan süre dolmasına rağmen teslim edilmemesi yahut CMR Md. 20/1’e göre taraflar belirli bir zaman limiti kararlaştırmamışlarsa, taşımacının yükü almasından sonra
Taşımada gecikme, hasar ve ziyanla ilgili bir diğer husus; gecikme sebebi ile taşınan eşyada zararın meydana gelmesidir. Eğer taşıma sebebi ile eşyada hasar-ziya meydana gelmişse kural olarak taşıyıcı gecikmeden değil hasar ve ziyadan sorumlu olur. Ancak, teslim ve ziyaın nedenleri farklı ise taşıyıcı her iki durumdan ayrı ayrı sorumlu olmaktadır. T.C Yargıtay’ın 2013/4697 E, 2013/21306 K, 25.11.2013 T Kararında : “Somut olayda; yukarıda belirlenen ilkeler doğrultusunda ayrı ayrı gecikme ve malın bozulması nedeniyle taşıyıcı davalının sorumluluğunun belirlenmesi gerekirken, hüküm tesisi doğru olmamış, birleşen dosyada davacı vekilinin bu yöndeki temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün birleşen dosya davacısı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.” Demiştir.
Yükleme yeri ve teslim Yeri en az biri ậkit ülke olmalıdır. Bununla birlikte dikkat edilmesi gereken bir diğer husus CMR Md. 2’de yer almaktadır. Söz konusu madde gereğince;
Yani, taşımanın tümü karayolu taşımacılığı şeklinde olabileceği gibi kombine taşıma denilen birden çok vasıta ile yapılması da mümkündür. Bu hallerde de CMR’ ye ilişkin hükümler uygulama alanı bulur. Nitekim T.C Yargıtay bir kararında; “Taşıma öncesi ve sonrası aşamada karayolu taşımacılığı da yapıldığı ancak, bunun bir bütün olarak değerlendirilerek Uluslararası Taşıma Sözleşmesi şeklinde Uluslararası Konvansiyonun uygulanması gerektiğinden Taşımanın CMR kapsamında değerlendirilmesi için CMR Md. 2’de yer alan taşıtlar aracılığı ile yapılması ve
Taşıyıcının hasar, ziya ve gecikmeden doğan sorumluluğu sözleşme konusu eşyayı teslim alması ile başlar. (CMR Md.17) Eşyanın taşıyıcı tarafından teslim alınmaması “Sözleşmeye aykırılık” halini oluşturur. Bu durumda CMR hükümleri uygulanmayacağı için Kanunlar İhtilafı devreye girer. Bu husus T.C Yargıtay’ın bir kararında “Taşıyıcının CMR uyarınca sorumluluğu, mallar teslim alındıktan sonra söz konusu olacağı için, malların teslim alınmaması durumunda sözleşmeye aykırılık dolayısıyla söz konusu olacak sorumluluk CMR hükümlerine göre değil, kanunlar ihtilafı kuralları gereği yetkili olan milli hukuka göre çözülecektir.” hükmolunmuştur[1];
Taşıyıcının borcunu ifa etmesi için eşyanın gönderilene teslim etmesi gerekmektedir. Teslim, eşyanın zilyetliğinin gönderilene geçmesi halidir. Taşıyıcının sorumluluğu sadece malı teslim etmekle sona ermez. Zira malda oluşan hasar, ziya ve gecikme hali bakımından sorumluluğu devam etmektedir.
Taşıyıcının, teslim alma ve malı hasarsız, ziyasız ve zamanında teslim etmesinin yanı sıra teslim ve taşıma engelleri ortaya çıkabilir. Taşıma engeline ilişkin hükümler CMR Md.14’te yer almıştır.
“Yük teslim yerine varmadan önce mukaveleyi sevk mektubunda öngörülen koşullara göre uygulamak herhangi bir nedenle imkansız hale gelirse, taşımacı 12. Md gereğince yükte tasarruf etme imkanına sahip olan kişiden talimat isteyecektir.
Bununla beraber, koşullar yükün sevk mektubunda öngörülenlerden farklı bir şekilde taşınmasına olanak sağlıyor ise ve taşımacı 12. Madde hükümleri gereğince yükte tasarruf etme hakkına sahip kişiden uygun bir zaman içinde talimat alamamış ise, yüke tasarruf etme hakkına sahip kişinin yararlarına en uygun görülen önlemleri almakla yükümlüdür. ”
Teslim engellerine ilişkin hükümler CMR Md.15’te yer almıştır. Buna göre taşıyıcı teslim engeli ile karşılaştığında göndericiden talimat istemekle yükümlüdür. Eğer alıcı yükü kabul etmezse, taşıyıcı sevk mektubunun bir nüshasını vermeden yük üzerinde tasarruf hakkına sahip olacaktır.
Taşıyıcının anılan bu maddeler kapsamında, kendi kusur ve ihmali nedeniyle değil de kendisine verilen talimatı almak ve yerine getirmek amacıyla masraf yapması halinde CMR Md.16/1 gereğince yapmış olduğu bu masrafı talep edebilir. Yine Madde 16’da yer alan hükümler gereğince taşıyıcı;
Durumları öyle gerektiriyorsa veya
Depolama ödemeleri malın değeri ile uyumlu değilse, taşımacı yükte tasarruf etme hakkına sahip kişiden talimat beklemeksizin onları satabilir.
Taşıyıcının bizzat kendisinin sorumlu olduğu durumların yanı sıra CMR Md. 3 gereğince; “… taşımacı, çalıştırdığı kimselerin ve taşımanın yapılması için hizmetlerinden yararlandığı kimselerin görevleri sırasında hareket ve ihmallerinden sanki bu hareket ve ihmalleri kendisi yapmış gibi sorumlu olur.” Bu maddeye göre taşıyıcı, bu kimselerin ihmalinden kaynaklı bir hasar, ziya ya da gecikme meydana geldiğinde sorumluluktan kurtulamaz. Bununla birlikte;
CMR Md. 17/3 gereğince taşıyıcının, taşıma yapmak için kullandığı aracın kusurlu olmaması gerekir. Araç kusurlu olmasa dahi taşıyıcı, aracı uygun hale getirmelidir. Aksi takdirde taşıyıcının sorumluluğu gündeme gelir. [2]
Taşıyıcının sorumlu tutulamayacağı haller CMR Md.17’de yer almaktadır. Bu hükme göre taşıyıcını sorumluluktan kurtulabilmesi için hasar, ziya ya da gecikmenin taşıyıcının kendi hatasından kaynaklı olmaması gerekmektedir. Ayrıca, istek sahibinin; hatası, ihmali, talimatı, taşınan eşyaya özgü bir kusurun mevcudiyeti halinde taşıyıcı sorumluluktan kurtulur. Ancak bu durumların ispatı taşıyıcıya aittir.
Taşıyıcının yardımcı kişilerin fiillerinden sorumlu olması hususu CMR Md.3’te düzenlenmiştir. Bu maddeye göre taşıyıcı, bu kişilerin görevleri sırasında hareket ve ihmallerinden sanki kendisi yapmış gibi sorumlu olur. Ayrıca CMR Md. 34 uyarında, taşıma için ayrı ayrı birden fazla karayolu taşıyıcısı öngörülmüş ve tek bir sözleşme yapılmışsa, her bir taşıyıcı taşımanın tamamından sorumludur.
Taşıyıcıya karşı tazminat davası açılması; CMR kapsamındaki taşımalarda hasar, ziya ve gecikme halinin varlığında tazminat yükümlülüğü gündeme gelecektir. Müteakip taşımada CMR Md. 36 gereğince tüm taşıyıcılar taşımanın tamamından sorumlu olduklarından dava bu kişilere karşı açılabilir.
CMR Sigortasının varlığı halinde, CMR Konvansiyonu kapsamına giren bir taşımadan doğan sorumluluk, taşıyıcının sigortacısıyla üzerinde anlaştıkları şartlara ve koşullara uygun olarak teminat altına alınabilir.
Tazminatın hesaplanmasında her durum ayrı değerlendirilir. Tam ziya, kısmi ziya, hasar ve gecikme hallerine uygulanacak ölçütler farklıdır. CMR Md. 23/1 gereğince eşyanın ziyaa uğraması nedeniyle ödenmesi gereken tazminat “eşyanın taşınmak için kabul edildiği yer ve zamanki değerine göre belirlenir.” Sorumlu olunacak tazminat miktarı, eksik brüt ağırlığın her bir kilogramı için 8.33 hesap birimini aşamaz. CMR Md. 23 gereğince hasar halinin varlığı durumunda tespit edilecek kıymete göre hesaplanan değer kaybı bedeli ödenir. Eşyanın tesliminin gecikmesi halinde ise CMR Md.23/5 gereğince taşıma ücretinin aşılmaması sureti ile tazminat öngörülmüştür.
Tazminat davasında yetkili mahkemeyi taraflar sözleşmede öngörebilirler. Ancak CMR Md. 31 hükmü kapsamına giren hallerde başka yer mahkemelerinde dava açılamaz. CMR Md. 32 gereğince, bu sözleşme kapsamında açılacak davaların 1 yıl içerisinde açılması gerekir. Ancak bilerek kötü hareket veya mahkeme tarafından bilerek kötü hareket olarak kabul edilen kusurlarda, bu süre 3 yıldır. Sürenin aşağıdaki tarihlerde başlar;
KAYNAKÇA;
Baskind,E., Osborne, G., Roach,L., Commercial Law, Oxford University Press, 2013.
Dağ, Elif, CMR’ye göre Taşıyıcının Gecikmeden Doğan Sorumluluğu, Yüksek Lisans Tezi, İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Özel Hukuk Anabilim Dalı, İstanbul, 2010.
Karaduman,Ece, Karayoluyla Yapılan Eşya Taşımalarında Taşıyıcının 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu ve CMR Konvansiyonu Kapsamında Sorumluluğu, Yüksek Lisans Tezi, Çankaya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara, 2013.
Topaloğlu, Mustafa, Karayolu Uluslar arası Eşya Taşımalarından (CMR) Doğan Hukuki Sorumluluk, Sorumluluk ve Tazminat Hukuku Sempozyumu, 2009.
[1] T.C Yargıtay 11. HD 2004/11854 E, 2005/9810 K, 17.10.2005 T, www.sinerjimevzuat.com.tr (13.102017)
[2] Yargıtay 11. HD 2005/9178 E, 2006/9954 K, 09.10.2006 T. www.sinerjimevzuat.com.tr (15.10.2017)
Copyright © Gerçek&Gerçek Hukuk Bürosu