DEPREM SEBEBİ İLE İDARE ALEYHİNE AÇILACAK DAVALARDA KUSURUN BELİRLENMESİ
GÜNCEL DANIŞTAY VE BÖLGE İDARE MAHKEMESİ KARARLARI
Av. Ebru BAKIM
Ülkemizde yaşanan Van Depremi, Gölcük Depremi, İzmir Depremi, Elazığ Depremi ve en son 6 şubat Pazarcık Depremi akabinde çok ciddi can ve mal kayıpları yaşanmıştır. İşbu depremler sebebi ile maddi zararın tazmini ve manevi tazminat yönünden öncelikli olarak hukuki-cezai-idari sorumluluğun kime/kimlere ait olduğunun tespiti ve bu bağlamda görevli mahkeme ile husumeti doğru belirlemektir.
Çalışmamız yalnızca idarenin sorumluluğuna yönelik olup bu kapsamda ceza ve hukuk davaları (müteahhide veya özel hukuk kişilerine karşı) ele alınmayacaktır.
Anayasa m. 125 gereğince idare kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararları tazmin etmekle yükümlüdür. Bu bakımdan idarenin kusur ve kusursuz sorumluluğu bulunmaktadır. Kusur sorumluluğu kamu görevi yapan idarenin hizmetin aksaması, hizmette meydana gelen bozukluklar veya hizmetin hiç yerine getirilmemesi… gibi durumlardan kaynaklı olabilir[1]. Bu halde kusur sorumluluğunun temel unsurları olan illiyet bağı, kusur, zarar ve fiilin bir arada bulunması gerekir.
Kusursuz sorumluluk ise Anayasa m. 5 ve 17 gereğince toplumun refahı, herkesin maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkından kaynaklı bir sorumluluk türüdür. Bir diğer deyişle olağanüstü sorumluluk prensibi olan kusursuz sorumlulukta (sosyal risk ilkesi de denilmektedir[2]) idarenin kusuru olmasa dahi ortaya çıkan zarardan Anayasa ve temel ilkeler bağlamında sorumlu olmasını ele alır. Bu bağlamda mahkemece ilk önce kusur tespitinin yapılması, kusura dayalı bir sorumluluk oluşmasa dahi İdarenin kusursuz sorumluluk ilkesi gereğince tazmin yükünün olup olmadığını değerlendirmesi gerekir. Danıştay “Tam yargı davalarında, öncelikle zarara yol açtığı öne sürülen idari işlem veya eylemin hukuka uygunluğunun denetlenmesi esas alındığından, olayın oluşumu ve zararın niteliği irdelenip, idarenin hizmet kusuru olup olmadığının araştırılması, hizmet kusuru yoksa kusursuz sorumluluk ilkelerinin uygulanıp uygulanmayacağının incelenmesi, tazminata hükmedilirken de her halde sorumluluk sebebinin açıkça belirtilmesi gerekmektedir.” demiştir[3].
Yine Danıştay bir kararında sosyal risk ilkesi bakımından “Devletin anayasal düzenini yıkmayı amaçlayan terör eylemlerine hedef olan kişiler kendi kusur ve fiilleri sonucu değil, toplumun bir bireyi olarak zarar görmektedirler. ... Ortaya çıkan bu zararın paylaştırılması, toplumun diğer kesimleri ile zarara uğramış kişiler arasında fedakarlığın denkleştirilmesi, hakkaniyet ve sosyal hukuk devleti ilkelerinin bir gereğidir” diyerek sosyal devlet ilkesi gereğince sorumluluğa hükmetmiştir[4].
Son olarak idarenin yalnızca mali sorumluluğu bulunmakta olup cezai ve siyasi sorumluluğu bulunmamaktadır[5].
Bu bilgiler ışığında ülkemizde yaşanan depremler sebebi ile idarenin hem kusur hem kusursuz sorumluluğuna gidilebildiği görülmektedir.
1-Hasım/Davalı Sıfatı Yönünden İnceleme:
İdarenin kusur sorumluluğuna ilişkin açılacak olan davalarda husumet yani davanın yöneltileceği taraf olarak dikkat edilmesi gereken hususlar çok yönlü olup hem merkezden yönetim hem de yerinden yönetim kuruluşlarına işbu dava açılabilmektedir. Yani bakanlıklar, belediyeler, valilikler ve bu teşkilatlara bağlı kurum ve kuruluşlar olarak nitelendirebiliriz.
a-Bakanlık Yönünden Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı[6] Çevre ve Şehircilik Bakanlığı teşkilat, görev ve yetkileri 10.07.2018 tarihinde yayımlanan 1 nolu Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile kısaca,
-Yerleşime ve yapılaşmaya uygun imar ve çevre düzenlemesi yapmak,
-Yapı denetim sistemini oluşturmak, can ve mal emniyeti için gerekli denetimleri yapmak
-gecekondu ve kıyı alanlarına ilişkin iyileştirme, yenileme ve dönüşümleri uygulamak ve bu kapsamda idarelerce uygulanacak usul ve esasları belirlemek
- (m.92/1-ı) depreme dayanıksız yapılar ile imar mevzuatına, plan ve proje ve eklerine aykırı yapıların ve bunların bulunduğu alanların dönüşüm projelerini ve uygulamalarını yapmak veya yaptırmak gibi hususlardan sorumludur.
b-Belediye Yönünden 5216 Sayılı Büyükşehir Belediye Kanunu gereğince kısaca
-m.7/u il düzeyinde yapılan yapılara uygun olarak doğal afetlerle ilgili planlamaları ve diğer hazırlıkları büyükşehir ölçeğinde yapmak, … doğal afet bölgelerine araç, gereç, malzeme ve desteği vermek… VE BU KONUDA MEVZUATIN GEREKTİRDİĞİ İZİN VE RUHSATLARI VERMEK,
-Yine söz konusu afet riski taşıyan binaların can ve mal kaybına sebebiyet vermemesi için tahliye-yıkım konusunda ilçe belediyelerinin talebi doğrultusunda destek sağlamaktır.
5393 sayılı Belediye Kanunu m. 14-b imar uygulaması, 14-s yapı kullanım izin belgeleri ve ek fıkra (Ek: 4/4/2015-6645/84 md.) gereğince yapı denetim bakımından sorumludur.
c-Valilikler Yönünden: 3194 sayılı İmar Kanunu m. 21 gereğince Bu Kanunun kapsamına giren bütün yapılar için 26 ncı maddede belirtilen istisna dışında belediye veya valiliklerden (....) (1) yapı ruhsatiyesi alınması mecburidir. Denilmiştir. Yani, belediye sınırları dışında kalan mücavir alan sınırları dışında kalan yapılar için ruhsat ve izinlerin valilikten alınması gerekmektedir. Bu bakımdan yukarıda sayılan denetim-ruhsat verme- izin bakımından valilikler de sorumludur.
d-Afet ve Acil Durum Yönetim Başkanlığı Yönünden : 15 Temmuz 2018 tarihinde yayınlanan 4 Nolu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı İçişleri Bakanlığına bağlanmıştır. Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı, afetlerin önlenmesi ve zararlarının azaltılması, afetlere müdahale edilmesi ve afet sonrasındaki iyileştirme çalışmalarının süratle tamamlanması amacıyla gereken faaliyetlerin planlanması, yönlendirilmesi, desteklenmesi, koordine edilmesi ve etkin uygulanması için ülkenin tüm kurum ve kuruluşları arasında işbirliğini sağlayan, çok yönlü, çok aktörlü, bu alanda kaynakların rasyonel kullanılmasını gözeten, faaliyetlerinde disiplinler arası çalışmayı esas alan iş odaklı, esnek ve dinamik yapıda teşkil edilmiş bir kurumdur[7].Dolayısıyla idari davalarda Bölge İdare Mahkemesi, afet durumu ile ilgili gerekli çalışmaların ve denetimlerin yapılmamasından kaynaklı AFAD’ı sorumlu tutmuştur[8].
e- Üçüncü kişilerin sorumluluğu yönünden, idarenin eylem ve işlemleri ile illiyet bağı bulunmayan kişilerin idarenin sorumluluğunu azaltması veya ortadan kaldırması ancak kusur sorumluluğunun bulunduğu hallerde olup kusursuz sorumluluk bakımından bir önem taşımamaktadır[9].
2-Somut Olay Bağlamında Kusur Oranlarının Belirlenmesi
İdari teşkilat bağlamında sorumluluğa değindikten sonra dava bakımından kusur oranı tespiti yapılmasında şu hususlara dikkat edilmektedir[10].
a-Binanın yaşı
b- Yapıda kullanılan malzemeler,
c-Mevzuata ve zemine uygun proje-denetim-ruhsat verilip verilmemesi
d-Depremin şiddeti ve çevre binaların depremden etkileniş biçimi
e-Üçüncü kişilerin vermiş olduğu zararlar ve 634 Sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu m. 19 gereğince kat maliklerinin gerekli onarım ve bakımın yapmamasının etkisi olarak kısaca değinilebilir.
Bu bakımdan idari davalarda genel hatları ile sıraladığımız hususlar yönünden kusur oranlaması yapılmaktadır. Bu tespitin yapılması için hasar tespit tutanakları, hasar sonrasında veya öncesinde yapılan delil tespiti[11], kat malikleri karar defteri, belediye yapı ruhsat kayıtları, yapı denetim kayıtları varsa yapının yıkılmadan veya hasar görmeden önceki fotoğrafları, açılmış olan ceza davaları, üçüncü kişilere karşı haksız fiil yönünden keşide edilen ihtarnameler vb. somut olayın özelliğine göre uygun olan deliller etkili olacaktır.
(Deprem sebebi ile açılacak olan tam yargı davaları, dava açma süresi, dilekçe örneği ve talepler bir sonraki yazımızda ayrıntılı olarak ele alınacaktır)
Deprem ile İlgili BİM ve Danıştay Kararları
-DİDDK 2008/338 E, 2012/1432 K 08.10.2012 T kararı[12] “Söz konusu binanın yıkılmasının temel sebebi onaylı mimari proje ve inşaat ruhsatına aykırı inşaa edilmesidir”
-Danıştay 10. Dairesinin 2005/9126 E, 2007/3069 K 28.05.2007 T. Kararı[13] “davacıların 17 ağustos 1999 tarihinde meydana gelen deprem dolayısıyla uğradıkları zararın, sadece idari işlem sebebiyle değil, aynı zamanda idarenin önlem alma ve denetim görevlerini de yerine getirmemesinden, başka bir ifadeyle hareketsiz kalmasından kaynaklandığı göz önünde bulundurulduğunda, bakılmakta olan davada, dava açma süresinin 2577 sayılı idari yargılama usulü kanunu`nun 13. maddesi uyarınca hesaplanması gerekmektedir.”
-Danıştay 11. Dairesinin 2005/1353 E 2007/6248 K 29.06.2007 T. Kararı[14] Deprem kuşağında yer alan bir bölgede, deprem tehlikesi gözönünde bulundurularak, yerleşim alanlarının belirlenmesi, bu alanlarda yapılaşmaya ilişkin tedbirlerin alınması, uygulanması ve denetlenmesi şeklindeki idari faaliyetlerde ortaya çıkan eksikliklerin, idarenin olumsuz eylemi niteliğinde olması nedeniyle, bu olumsuz eylem ile deprem sonucu oluşan zarar arasında illiyet bağının bulunduğu ve depremin illiyet bağını kesen bir mücbir sebep olarak kabul edilememektedir.
-Belgelerin zayi talebine ilişkin : İzmir BAM 11. HD Esas : 2021/1766Karar : 2021/1401Tarih : 25.11.2021
-İdarenin kusur oranı bakımından Gaziantep BİM 2. İDD 2021/2784 E 2022/1137 K 31.05.2022 T kararı[15].
-Danıştay 6. Dairesi 2020/717 E 2021/3738 K 15.03.2021 T. Elazığ İli, Palu İlçesi, ... Köyünde bulunan konutunun, Elazığ İli ve çevresinde 08.03.2010 tarihinde meydana gelen deprem nedeniyle 7269 sayılı Yasa uyarınca başlanılan konut projesi kapsamında komşu parseldeki yapının yıkımı ve yeni konut inşası sırasında hasar görerek kullanımının tehlike arz edecek duruma gelmesinde, davalı idarenin hizmet kusuru bulunduğundan bahisle uğranıldığı ileri sürülen 68.196,87-TL maddi zararın yasal faiziyle birlikte tazminine karar verilmesi istemiyle açılan davanın kabulü …hk[16].
-Depremin şiddetine yönelik, Gaziantep BİM 2. İDD 2021/2571 E 2022/1075 K, 26.05.2022 T. Kararı, depremin etkisi ile zarara konu hasar arasındaki bağlantıya yönelik somut bir (kaçınılmazlık durumuna ilişkin) değerlendirme yapılması gerekir[17].
-Danıştay 6. Dairesinin 2021/2101 E, 2021/8531 K, 17.06.2021 Tarihli kararı Davacılar tarafından; 23/10/2011 tarihinde meydana gelen depremde kızları ... 'ün Van İli, Merkez İlçe, ... parsel sayılı taşınmazda yer alan ... Apartmanının enkazı altında kalarak öldüğünden bahisle uğranıldığı ileri sürülen zarara karşılık, davacı ... için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 15.000,00-TL (ıslah edilmek suretiyle belirlenen 228.891,95-TL) destekten yoksun kalma tazminatı ile 50.000,00-TL manevi tazminatın ve davacı ... için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 15.000,00 TL (ıslah edilmek suretiyle belirlenen 129.450,59-TL) destekten yoksun kalma tazminatı, 5.000,00 TL cenaze ve defin gideri ile 50.000,00 TL manevi tazminatın 23/10/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesi istemiyle açılan davada, davanın kısmen kabulü, kısmen reddi, kabul edilen tazminatın yasal faiziyle birlikte davalı idarelerce kusurları oranında ödenmesi yolunda[18] ...
[1] Köksal, Mustafa, Risk İlkesinin İdareye Yüklediği Külfetler Ve Güncel Yargı Kararları http://tbbdergisi.barobirlik.org.tr/m2009-85-567 (e.t 30.05.2023)s. 242
[2] Danıştay 10. D 2019/3006 E 2019/10750 K 23.12.2019 tarihli kararında “ kamu hizmeti ile doğrudan bağlantılı olmayı toplumsal nitelikli risklerden kaynaklı oluşan zarar” olarak nitelendirmiştir bkz. Koçak, Nazım Taha, Deprem Nedeni ile İdarelere Karşı Açılacak Tazminat Davaları, 2023, Ankara, s. 34.
[3] Danıştay 10. Daire Esas : 2021/1168Karar : 2021/2303Tarih : 17.05.2021 www.kazancihukuk.com (e.t: 31.05.2023)
[4] Danıştay 10. Daire Esas : 2016/15637Karar : 2021/1922Tarih : 26.04.2021 www.kazancihukuk.com (e.t: 31.05.2023)
[5] Köksal, s.241.
[6] 29 Ekim 2021 tarihli ve 31643 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 85 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile Bakanlığın ismi Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı olarak değiştirilmiştir.
[7] www.afad.gov.tr (e.t: 30.05.203)
[8] Erzurum BİM 2. İDD 2017/915 E 2018/602 K 30.03.2018 T kararı bkz. KOÇAK, s. 66.
[9] Bucaktepe, Adil, Depremden Dolayı İdarenin Sorumluluğu, Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt: 17-18, Sayı: 26-27-28-29, Yıl: 2012-2013, s. 112 (https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/214039) (e.t: 30.05.2023)
[10] Koçak, s. 93,
[11]Türkiye Barolar Birliği Yayınları, Depremzedeler için Hukuk Rehberi, s. 41, https://d.barobirlik.org.tr/2023/DepremzedelerIcinHukukRehberi/40/ (e.t 30.05.2023)
[12] Koçak, s. 82.
[13] www.kazancihukuk.com.tr (e.t30.05.2023)
[14] www.kazancihukuk.com.tr (e.t30.05.2023)
[15] Koçak, s. 93.
[16] www.kazancihukuk.com.tr (e.t. 30.05.2023)
[17] Koçak, s. 95.
[18] www.kazancihukuk.com.tr (e.t 31.05.2023)
Copyright © Gerçek&Gerçek Hukuk Bürosu